'' DEVECİLİK YAŞAM BİÇİMİMDİR ''

Sayfamızın bugünkü konuğu Sarayköy deve camiasının duayenlerinden Hamza Hatipoğlu. Kendisi uzun yıllardır bu işin içinde. İnanılmaz bir tutkuyla deveciliğe bağlanmış gibi. Şu anki ve bundan önceki develerini kendi çocukları gibi sevmiş. Devesiz bir hayat düşünemiyor. Deve sanki O'nun yaşam biçimi.

RÖPORTAJ - 2016-04-29 15:53:25

 

       Sayfamızın bugünkü konuğu Sarayköy deve camiasının duayenlerinden Hamza Hatipoğlu. Kendisi uzun yıllardır bu işin içinde. İnanılmaz bir tutkuyla deveciliğe bağlanmış gibi. Şu anki ve bundan önceki develerini kendi çocukları gibi sevmiş. Devesiz bir hayat düşünemiyor. Deve sanki O'nun yaşam biçimi. 
       Hamza abiyle Sarayköy Deve Güreşlerinin yapılmasından sonra sohbet ettik. O'nu belediye binasında yakaladık. Deve güreşlerini tertipleyen komisyonun başındaki kişi olarak hem bu sene 32.si yapılan deve güreşleri hakkında, hem de genel olarak devecilikle ilgili olarak 
görüşlerini aldık. Benim  keyif aldığım bir konuşma oldu. Bilmediğim bir sürü şey öğrendim. Sararköy Deve Güreşleri ile ilgili belki de ilk defa yerel basında böyle bir röportaj okuyacaksınız. İnşallah siz de bu keyfi alırsınız. Buyrun Hamza Hatipoğlu ile devecilikle ilgili yaptığımız muhabbete.  
                                                              '' DEVELERİN İSİMLERİ ÇOCUK VE TORUNLARDAN ''   
     HHT: Hamza abi sizi herkes bilir ama, kendi ağzınızdan sizi bir tanısak..
     HH: 1958 yılında eski ismi Dailli, şimdiki ismi Yakayurt olan köyde doğdum. Biz Hatipoğlu sülalesi diye tanınırız aslında. Soyismimiz Efe idi. Ama babam lakabımız ölmesin diye, galiba 1970'lerin başında Hatipoğlu ismini soyadı olarak kayıt ettiriyor. İki amcam Mehmet ve Süleyman ise Efe soyismiyle devam ediyorlar. Bizim aile gururla Hatipoğlu soyismini taşımaya devam ediyoruz. Doğduğumdan beri çiftçilikle uğraşıyoruz. Son yıllarda ise oğlum Salih ile birlikte hayvancılığa da büyük önem veriyoruz. Devecilik ise uzun yıllardır vazgeçemediğim bir unsur.
    HHT: Madem devecilik dediniz hemen sorayım. Bu devecilik aşkı nedir? Siz de nasıl başladı ?
    HH: Sarayköy'de devecilik çok uzun yıllara dayanır. Küçüklüğümden beri deve güreşlerini takip etmişimdir. Fakat benim ilk devemi almamdaki en büyük pay kendisi de deveci olan Mehmet Yiğit'e aittir. O, bana bu işe bulaştırdı. Ama iyiki de bulaşmışım. Neredeyse zorla bana bir deve aldırdı. Sene 1993'dü. Bir girdim, 23 yıldır bu işin içindeyim ve deve güreştiriyorum. İlk devemin ismi Hatipoğlu idi. Sonra elimden 15-16 deve  geldi geçti. İlk aklımda kalan develerim ilk devem olan Hatipoğlu, Salihbey, Seçil, Boza ve Kesikkulak'tır. Şu anda ise 4 devem vardır. Bunlar Ulviş, Hazal, Hamza Efe ve Salihbey'dir. Salihbey devemiz güreşiyor, diğerleri ise daylaktır. Belki dikkatini çekmiştir. İlk yıllarda deve isimlerini çocuklarımın isminden esinlenerek koyarken, şimdi ise torunlarımın isimlerini develere koymaktayım.  Develerimiz köydeki çiftlikte bulunmaktadır.
   HHT: O zaman şöyle bir genel soru sorayım. Türkiye bu devecilikle ne zaman tanıştı ?
    HH: Biliyorsun deve kültürü asırlardır ülkemizde vardır. O zamanlar insan ve yük taşımacılığının değişmez bir unsuruydu. Bizimle ilgili kısım 
olan deve güreşleri ise yörük obalarının Germencik ve İncirliova'ya göç etmesiyle başlıyor. Güreşler yaklaşık 100 senelik bir zaman diliminden sonra en son bu halini alıyor. Yani ülkemizde deve güreşleri ilk kez Germencik ve İncirliova'da tahminen 100 sene önce yapılıyor. Sonraları Ege 
Bölgesinin her yerinde deve güreşleri oluyor. 
                                                  '' ÖZBAŞ'A TEŞEKKÜR EDERİZ.''    
    HHT: Sarayköy'ün bu işe bulaşması ne zaman peki ?
    HH: Galiba ilk güreş 1965 yılında yapıldı. O zamanlar Sarayköy'de güreş olduğu gibi Sığma Merasında, Hasköy Top Sahasında ve Beylerbeyi'nde de develer sahne alırmış. Belediyenin bu güreşleri profosyonelce ele alması ise 32 yıl oldu. Daha önce güreşler genelikle cami yararına yapılıyordu.Minareli Caminin temelinin atılmasında o sene yapılan deve güreşlerinden toplanan paranın katkısı çoktur. Yine Çınarlı Cami ve Sakarya İlkokulu yararına da güreş yapıldı. Yakın zamanda Kaymakam Mahmut Hersanlıoğlu zamanında Sarayköy Emniyet Teşkilatı için de deve güreşi tertiplenmiş ve emniyete bir araba alınmıştı. Ama son zamanlarda maliyetler arttığı için güreşlerden pek kazanç sağlanmıyor. Belediyemiz bunu bir sosyal  hizmet olarak üstlenmiş durumunda. Ama Sarayköyümüze marka anlamında artı değer katmaktadır. Güreşlerimiz Ege Bölgesinin en iyi güreşlerindendir.
     HHT: Güreşlerin belediyeye tahmini maliyeti nedir ve belediye hangi hizmetleri üstlenmektedir ?
     HH: İyi ve kaliteli bir güreş için 100-150 bin tl gerekir. Daha alt seviyedeki bir güreş için ise 50 bin tl yeterlidir. Belediyemiz işin maddi yükünü üstlenir. Sahayı hazırlar. Düzenlemeyi yapar. Araç temin eder.  Gelen deveciler için otel ayarlar. Halı gecesi yapılır. Protokol kurallarını uygular. İşin ağırı belediyededir. Biz deveciler komisyonu olarak ise gelecek olan develeri tutarız (ayarlarız) ve güreşleri eşleştiririz. Bu seneki güreşlerimiz
 çok güzel geçti. Burada Başkan Ahmet Özbaş'a teşekkür etmek isterim. Bu organizasyonun her aşamasında O'nun parmağı vardır. Bu konuda çok başarılı oldu. Bu işi de çok sevdi. Dışarıdan gelen bütün deveciler çok memmun kaldı. Herkes başkanın ilgisi için bizlere teşekkür etti. Bu sene 138 
deve tutmuşuz. Bunların 136 tanesi güreşti. Bu da iyi bir rakamdır. 
                                             '' İLÇEMİZİN ÇOK MEŞHUR DEVELERİ VARDIR ''
     HHT: Develer için belirlenen rakamlar nelerdir ?
     HH: Biz komisyon olarak güreş tarihinin belli olmasından sonra etraftaki il ve ilçelere deve tutmaya gideriz. Bu iş bazen hatır gönül yoluyla, bazen de kıran kırana bir pazarlıkla halledilir. Benim devecilerle ikili ilişkilerim iyi olduğu için genelde hatır gönül yoluyla deve tutma işini hallederiz. Baş üstü güreşecek bir deve için 2 ila 5 bin tl arasında bir rakam, altta güreşecek deve için ise 300- 1000 tl gibi bir rakam ödeme yapılır. Şunu da  söyleyeyim deve eşleştirmek de zor bir iştir. Bu iş bize büyük sıkıntı verir. Bir taraf memmun olurken, bir diğeri memmun olmaz.   
    HHT: Deve güreşi alanımız nasıl ? Eksiklikler var mı?
    HH: Sarayköy alanımız aslında bölgemizde bir tanedir. Doğal bir seyir alanı vardır. Bu arada Kapancıoğlu ailesine de teşekkür ederim. Hiç bir menfaat gözetmeden bize o alanı sunuyorlar. Bence daha iyi develeri tutmak için deve güreşi yapılacak tarihin daha erken tespit edilmesi lazım.
 Seyir teraslarının biraz daha genişletilip, çoğaltılması lazım. Bir de seyircilerin araba koydukları yer çok uzak. İnsanlar eşyalarını getirirken eziyet çekiyorlar. Ring sistemi düşünüyoruz. İnşallah seneye bunları yapacağız. Ahmet Özbaş'dan bunun sözünü aldık. 
    HHT: Hamza abi ilçemizin şimdiye kadar ki meşhur develeri ve devecileri hangileridir ? Merak ettim.. 
    HH: İlk aklıma gelenleri söyleyeyim. Burhan Eyvaz'ın Kocaayvaz'ı, Süleyman Şençiftçi'nin Şendaylak'ı, Halil Akça'nın Akçadaylak'ı, Ahmet Acısu'nun Yakuplarlı'sı, Osman Türkölmez'in Bekirdaylak'ı, Afyonlu Ahmet'in Fatih'i, Ali Cengiz'in Özlem'i ve benim Salihbey'im. Bunlar ilk anımsadıklarım. Sayamadıklarım için özür dilerim. Zaten ismini saydığım devecilerin çoğuna bu yılki halı gecesinde plaket verildi.
   HHT: Halı gecesi dedin de eskiden her halı gecesinde olay çıkardı. Şimdilerde durum nasıl ?
    HH: Bu yılki halı gecemiz adeta bir şölen havasındaydı. Belediyeye ve Ahmet Özbaş'a teşekkür ederim. Ama artık eskisi gibi olaylı halı gecelerimiz 
yok.
                                                                          '' 400 BİN TL'LİK DEVE''
  HHT: Devecilik maliyetli bir iş mi?
   HH: Deve ile kendin ilgilenmezsen maliyet ikiye katlanır. Şöyle diyeyim. Ortalama bir deve yılda 10-15 bin tl masraf yaratır. Ama deveye bakmak için bir adam tutarsan 15 bin tl de O yer. Toplam 30 bin tl olur.
   HHT: Peki hiç kazanç yok mu bu işte ?
   HH: Öncelikle söyleyeyim, devecilik bir sevda işidir. Para kazanmak amacıyla yapılmaz. Ama bir deveyi iyi yetiştirip satabilirsen iyi de kazanabilirsin.
 Mesela altı sene önce bir deve sattım. Kesikkulak. 92 bin tl'ye. Bozo'yu 120 bin tl'ye sattım. İyi bir devenin her zaman alıcısı hazırdır. Ben iyi fiyatlara sattım diyebilirim. Şu an piyasadaki en pahalı deve Çılgın Kamil'dir ve fiyatı 400 bin tl'dir. İki yaşındaki bir daylak ise 20 bin tl yapar. İyi güreşen bir 
devenin değeri 100-150 bin tl'dir.
     HHT: İlçemizde kaç tane deve vardır ?
      HH: Sarayköy'de 25 adet havutlu yani güreşen deve vardır. 20 civarında da daylak devemiz vardır. Ama bu sayı haliyle devamlı değişmektedir. 
                                                           '' BU İŞİN SONU SUCUK ''
     HHT: Hamza abi develer neden hep kışın güreşir ? Kaç yıl yaşarlar ?
     HH: Develer kışın kızışırlar ve çiftleşirler. Bu yüzden birbirlerine içgüdüsel olarak üstünlük sağlamaya çalışırlar. Bu da güreşmelerini sağlar. 
Bizimki dövüş değil, güreştir. Zaman zaman hayvan hakları dernekleri bu konuya el atıp güreşlerin durdurulmasını istemektedirler ama dediğim 
gibi bu dövüş değil, güreştir. Devenin ilk doğduğundaki hali yani bebekliği Dorum diye adlandırılır. 4-5 yaştan 7-8 yaşa kadar Daylak denir. 
Havutlanınca da yani güreşe başlayınca Tülü olur. Zaman zaman Daylaklar da güreştirilir ama bunların ki Tülüler gibi kıran kırana değil daha 
yumuşak yani antrenman gibidir. Develeri güreşteki en verimli çağı 9-15 yaş arasıdır. Dişi develer güreşmez. Ortalama bir deve 30-35 yıl yaşar. 7
 yaşında başlayıp 25 yaşına kadar güreşen develer de vardır. Ama en iyi devenin sonu bile sucuk olmaktır. Şu anda sucuk olarak kesilen bir deve 
sahibine 8 bin tl kazandırır.  Yani şimdiki değeri 400 bin tl olan Çılgın Kamil'in yaşamı biterken ki değeri 8 bin tl olacaktır. Bu da develerin kaderidir.
     HHT: Develerimiz ne yer ne içerler ?
     HH: Öncelikle kesin olarak et yemezler. Genelde arpa, burçak, fi otu yerler. Yazın yulafla takviye edilir. Peygamberimizin mübarek olarak 
nitelediği bir hayvandır. Çok hislilerdir. Çok sevgili ve insana bereket katan bir hayvandır. Deveye bir tutuldun mu ayrılamazsın. Ben bile develere 
olan tutkunluğumu önce çocuklarımın, sonra da torunlarımın ismini vererek yansıttım.
   HHT: Deve kini diye bir deyim var. Anlamı nedir acaba ?
    HH: Dediğim gibi develer hisli bir hayvandır. Onu haksız yere kızdırırsan kinlenir. En çok yaptığı şey ısırma olur. Develer aynı zamanda sağlam güreşirler. Bunca yıldır güreş izlerim. Sakatlanan sadece 2 deve gördüm. Sonuçta bu bir dövüş değil, güreştir. 
    HHT: Bir deve ne yaparsa iyi güreşmiş sayılır ?
    HH: Biz önden verip sök kapatmak deriz. En iyi güreş stili budur. İkinci sırada sağ veye sol tek yapmak, sonra da makasta kol bağı yapmak gelir. 
Bu arada develere de iyi antrenman yaptırmak gerekir. Devenin antremanı genelde yürüyüş şeklinde olur. Eylül-Ekim gibi develeri yavaş yavaş yürüyüşlere başlatırız ki tempo tutsunlar.    
    HHT: Biraz Sarayköy dışına çıkalım. Bölgede en iyi güreşler nerde olur ve en iyi develer hangileridir ?
    HH: En ünlü güreşler bir zamanlar Selçuk'da olurdu. Bu sene Aydın, geçen sene Çanakkale Truva güreşleri çok güzel oldu. İlçemizdeki 
güreşler de her zaman en iyiler arasındadır. Ünlü develere gelince Çine'deki şu an 13 yaşında olan Çılgın Kamil, yine Çine'deki Kanka iyidir. Germencik Belediye Başkanı Ümmet Akın'ın Akın Bey ve Çılgın Akın, Bodrum'daki Tunahan ve Koca Bodrumlu adlı develer de namlıdır.
                                          '' BİZİMKİ DÖVÜŞ DEĞİL GÜREŞ ''
      HHT: Peki deveciliğin hiç mi zorlukları yok ?
      HH: Hayvan hakları dernekleri bizle çok uğraşıyor. Devamlı şikayet ediyorlar. Bu dövüş değil, güreş. Develer güreşirken ağızları bağlı olduğu için ısırma olayı yok. Biz bir federasyon kurduk. Bizim Mehmet Yiğit federasyon Denizli temsilcisi. Başkanımız Aydın'dan Metin Çetin, başkan yardımcısı ise İncirliova'dan Aytekin Kaya. Federasyon vasıtasıyla hem bu tür problemleri çözüyoruz, hem de güreşlerin organize bir şekilde düzenlenmesini sağlıyoruz. Örneğin biz federasyondan izin almadan güreş düzenleyemeyiz. Bir de şöyle bir durum var. Biz dernek olarak deve güreşlerini üstlenmek istiyoruz ama dernekler kanunu izin vermiyor. Bu kanunun acilen değişmesi lazım. Bu şartlar altında deve güreşlerini belediyenin organize etmesi en uygunudur. Ama dernekler kanunu değişirse biz de elimizi taşın altına atarız. 
     HHT: Devecilerin devecilerle olan ilişkisi nasıldır ? Kıskanma, çekememe var mıdır ?
      HH: Devecilerin ve deve güreşlerinin dostluğu çok iyidir. Eşinden, dostundan, komşundan göremediğini devecilerden görürsün. Biz devecilerle her zaman iyi geçiniriz. Güreş sırasında bir kırgınlık olsa bile sonrasında kolkola sahayı terkederiz. Biz yıllardan beri birbirimizin düğününe, cenazesine gider geliriz. Düğün için çok yere gitmişimdir. Çok güzel birlikteliğimiz vardır. Unutulmaz anılar paylaşırız. 
    HHT: O zaman sizden bir anı dinleyerek sohbetimizi bitirelim...
    HH: Bir çok anımız var tabii ki. Aklıma ilk geleni anlatayım. İlk deve sahibi olduğum zamanlarda Dalama'ya güreşe gidiyoruz. Tam İncirliova'da arabamızın kayışı koptu. O sırada olayı haber alan Aytekin Kaya bize sahip çıktı. Yedirdi, içirdi ve arabayı tamir ettirdi. Bir kuruş para verdirmedi.
      Yıllar sonra aynı şey bizim başımıza geldi. Balıkesir Burhaniye'den buraya güreşe gelen Çılgın Hasan adlı devenin sahibinin kamyonu Sarayköy'de arıza yaptı. Biz de aynı şekilde O'na yardımcı olduk. İşte deve dostluğu böyle bir şeydir.
   HHT: Hamza abi çok teşekkür ederim bu güzel sohbet için. Size hayırlı güreşler.
    HH: Ben de size teşekkür ederim. Bu vesileyle seneye daha güzel güreşlerde buluşmak üzere....
                                                                                                                                                                                   ototoklar@gmail.com

Günün Diğer Haberleri