Bu görev, Gençliğe Hitabe’de keskinleşmiş, 10. Yıl Nutku’nda sarsılmaz bir güce kavuşmuş, Andımız’da en somut halini almıştır. Andımız’a yönelen saldırılar, sadece Türklüğün inkarı değildir, Atatürk’le özdeşleşmiş olan milletin kaderini Atasından ayırarak yeniden yazma ve şekil değiştirme edepsizliğidir. Bizim yeni bir kurucu lidere değil, kurulmuş bir ülkeyi refaha ve huzura taşıyacak, laik Cumhuriyetimizi koruyacak yöneticilere ihtiyacımız var. Biz, Atatürk’ün kurduğu ve emanet ettiği Cumhuriyetin, ilkelerini ve kurumlarını, hiçbir şekilde tereddüt etmeden, her ne pahasına olursun savunmaya ve yaşatmaya devam edeceğiz. Bugün Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin sayesinde makam ve mevki sahibi olanlar, Atatürk’e saldırarak kendilerini öne çıkarmaya çalışıyor. Hala devleti tarikatlar eliyle yönetmeye kalkanlar, hatta varlığını Atatürk düşmanlığına borçlu olanlar, Anıtkabir’e akan milyonların haklı tepkisiyle her yıl gerekli yanıtı alıyor. Milletimiz, Atatürk sevgisini, Cumhuriyete bağlılığını her vesileyle sergilerken, devleti yönetenlere de yol gösteriyor, aklını başına almasını, herkesin kurucu liderimizin ilkelerine dönmesi gerekiyor. Kısacası millet, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne ve Laik Cumhuriyetine sahip çıkılmasını istiyor. Atamızın Gençliğe Hitabesi’nin her kelimesinin çok anlamlı şu cümlelerini akıldan çıkarmayarak, Cumhuriyetimizi korumayı ve ilelebet yaşatmayı hayatımızın anlamı sayıyoruz: “Memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” diyen Atamızı bir kez daha anıyor, devrim ve ilkelerine sımsıkı sarılıyoruz. Kazım ARSLAN CHP Denizli Milletvekili